29 Kasım 2010 Pazartesi

HAVUÇLU LAHANA SALATASI

HAVUÇLU LAHANA SALATASI
Malzemeler: :(2-3 kişilik)
-2 havuç rendelenmiş,
-1 tane domates,
-1 tane kuru soğan,
-1 tane yeşil biber
-1 tane salatalık(konulmasa da olur) ,
-ince kıyılmış beyaz lahana (istediğiniz kadar)
- zeytinyağı 1-2 kaşık isteğe kalmış
-Kırmızı pul biber,
-tuz,
-limon
Yapılışı:
-Ben bu salatayı genelde kış mevsimine doğru yaparım.Hem havuçlar taptaze oluyor hem de lahanalar.
-Havuçları rendeleyip,lahanayı  ince ince kıyarak derin bir kaseye alalım.
-Domates,soğan,biber,salatalığı da doğrayıp kaseye ekliyoruz.
- Üzerine yağ,limon,tuz ve biber ekleyip karıştırıyoruz.
Afiyet olsun..

TUHAF ALIKŞANLIKLARIMIZ MİMİ

Sevgili Kızımın cicileri beni mimlemiş kendisine teşekkür ediyorum ve mimi cevaplıyorum..
Tuhaf alışkanlıklarımız diyince biraz düşünmek lazım acaba bana çok normal gelen fakat başkalarına tuhaf gelen alışkanlıklarım neler?
*Arabaların plakalarını okumak,
*Sesiz sakin insanları konuşturmak,
*Kremalı bisküvinin önce kremasını ,sonra bisküvisini yemek,
*Aldığım bir yemek tarifini kendimce yeniden uyarlamak ,
bunlar ilk aklıma gelenler.Peki ya sizin nedir tuhaf alışkanlıklarınız nelerdir
?Yani bizde aaaaaaaa dedirtecek alışkanlıklarınızı bizimle paylaşmak isterseniz ?
Bu mimi size gönderiyorum ..:))))))))))

DRAMA LİDERLİĞİ-MÜZE EĞİTİMİ

Yani çağın gerisinde kalmamak ,yerinde saymamak hatta gerilememek adına kendimi geliştirmeyi ,çağın getirdiği yenilikleri yakından takip etmeyi çok önemserim.Eğer bir insan ben hayatta öğreneceğim her şeyi öğrendim ,işte bu kadar dediği noktada bitmiştir.Yenik düşmüştür hayata.Öğrenmenin ne yaşı ne de zamanı vardır.Her yaşta ve her zaman insan istedikten sonra yeni şeyler öğrenip kendi kişisel gelişimine katkıda bulunabilir.
Arkadaşlarım bana bu koşturmada yorulmuyor musun ?ya senin başka işin yok mu ?dediklerinde onlar adına çok üzülüyorum.Ne demek yani tamam bir mesleğim var,Eşim var evim var ,her şey bu kadar mı hayatta yani?Bence hayat uzun bir yol ve bu yolda trafiğin akışını bozanlar da var sağ çekip dinlenenlerde.Ben bu hayat yolunda durmadan ilerlemeyi tercih edenlerdenim.Yeniliklere açık değilseniz yerinizde saymaya mahkumsunuz.Hatta gerilemeye...
Burada özel mesajlarda göndermiş olduk:)Efendim uzun zamandır eğitimde dramayı sınıfımda uyguluyordum.Ve öğrencilerim zevkle dersi dinliyorlardı.4-5 sınıfa gelince yavaş yavaş bu uygulamadan uzaklaştığımı hissettim ki tam o noktada Drama liderliği kursu imdadıma yetişti.
Hayata Boyu Öğrenmenin Desteklenmesi Hibe Programı
Drama ile Eğitimde Kalitenin Arttırılması Projesi
“Drama Liderliği/Eğitmenliği” kursuna gittiğimi sanırım söylemiştim.İşte bu kurs da ikinci kuru bitirdik.Çok zevkli bir süreç.Eğer imkanınız olursa gitmenizi tavsiye edeceğim bir kurs.
Projemiz eğitimde dramanın yaygınlaştırılması ve drama uygulamaları ile
eğitimde kalitenin arttırılmasını amaçlamaktadır.
Günümüzde ” Bilgi edinme, öğrenme nasıl olmalıdır?” Sorusuna yeni cevaplar aranmakta ve ezberci eğitimin yerine yeni bilgi edinme yöntemleri bulunmaya çalışılmaktadır. Günümüzde artık öğretmen odaklı eğitim yerine, öğrenci odaklı eğitimin yararları herkes tarafından kabul edilmekte ve bunun yaygınlaşması için çalışmalar yapılmaktadır. Drama bu alanda en etkili süreştir.
Bizler sergileri gezeriz.hııı der bakarız.Bu eserleri içselleştiremeyiz.Bir farkındalık kazanamayız sadece kısa bir süre bakar ve ortamdan ayrılırız.Aynı durum müze içinde geçerlidir.Kimimize göre çok sıkıcı yerlerdir müzeler.Neden acaba?Bizleri müzelerden, sanat galerilerinden uzak tutan şey neydi acaba?İşte bu uzaklaşmalardan kurtulmanın en güzel yolu drama eğitimi ile müze çalışmalarından geçiyor.Bu çalışmadan sonra fikriniz değişiyor.
Müze eğitimi çalışmaları ile; öğrencilerin, müzelerin ve drama yönteminin bilgi edinme konusunda sunduğu yaratıcı fırsatları fark edebilmelerini ve müzelere karşı duyarlılık geliştirmelerini hedeflemektedir.
Müze pedagojisinin amaçları ise şu şekilde belirlenmiştir:
1-İnsanın değişen dünyaya uyum sağlamasına yardımcı olmak.,
2-İnsanların yaşadıkları dünyaya yabancılaşmasını engellemek,
3-Geçmişle şimdiki yaşamı arasında bağ kurmak,
4-Günümüz sorunlarına ve çatışmalarına anlayış kazandırma,.
5-Sergilenen objelerle insanlar arasında köprü kurarak, objelerin onların yaşantısı ile bütünleşmesini sağlamak

 

28 Kasım 2010 Pazar

GÜL BÖREĞİ

  Malzemeler
 -5 adet yufka
İç harcı:
-1 300 gr  lavaş ve lor  peyniri karışımı
-1demet maydanoz,
Sıvı karışım:
-1 su bardağı yoğurt
-yarım paket eritilmiş margarin veya tereyağı(sıvı yağda olabilir)
-2 adet yumurta (birinin sarısı üzeri için)
-susam
-çörekotu
Yapılışı
-Yufka dörde bölünür.
- Yoğurt, yağ ve yumurta çırpılır.
-Dörde bölünen üçgen şeklini alan yufkalara yoğurt ,yağ yumurtadan oluşan karışım sürülür..
-Üçgen şeklindeki yufkanın geniş kısmına peynirli iç yayılır
.-Rulo şeklinde sarıp gül şekli verilir.
-Yağlanmış tepsiye dizilir.
-Üzerine yumurta sarısı sürülür çörek otu ve susam serpilir
-180 derecelik fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir.

20 SORUYA 20 CEVAP:)

Sevgili arkadaşlarım keyfeseyran ve umutluhayat beni mimlemişler.Kendilerine çok teşekkür ediyor ve cevaplamaya çalışıyorum
1.En sevdiginiz kelime?
  Hamd olsun.
2.Nefret ettiginiz kelime?
  İsyan içeren  tüm kelimeler
3.Sizi ne heyecanlandırır?
   Süpriz geziler
4.Heyecanınızı ne öldürür?
   Planladığım şeyin gerçekleşmemesi
5. En sevdiginiz ses?
   Ben genelde sessizliği severim:)
6.Nefret ettiğiniz sesler?
   Birbirini dinlemeden bir sürü insanın aynı anda konuşması
7.Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
  Hemşirelik bana hep zor gelmiştir.
8.Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz?
  İyi bir müzik kulağım olsun isterdim
9.Kendiniz olmasaydiniz kim olmak isterdiniz?
  Ben kendim olmaktan mutluyum:)
10.Nerede yasamak isterdiniz?
  Keyfeseyranla komşu olmak isterdim:)"Denize sıfır bir ev bahçesinde köpekler,tavuklar,sebzeler..."
11.En önemli kusurunuz nedir?
  Yaradanın yarattığına benim kusur bulmam doğru olmaz sanırım..
12.Size en fazla keyif veren kötü huyunuz hangisi?
  Bilmem hiç düşünmedim
13.Kahramaniniz kim?

  Annem
14.En cok kullandiginiz kötü kelime?
  Küfür kelimelerini pek kullanmamaya özen gösteririm .Ara sıra sinirlerimin doruk noktasında"Kafanın içinde beyin olduğundan emin misin?"derim
15.Su anki ruh haliniz?
   Mutlu ve yorgun
16.Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
  Pozitif ol neşeyle bak hayata
17.Mutluluk rüyanız nedir?.
  İçinde bulunduğum topluma faydalı bireyler yetiştirdiğimi görmek
18.Sizce mutsuzlugun tanımi?
  Sağlıklıysan mutlusun..
19.Nasıl ölmek isterdiniz?
  Son nefesimde kelime-i şahadet getirerek imanlı bir şekilde ölmek isterim.
20.Öldügünüz zaman cennete giderseniz Allah`ın size ne söylemesini istersiniz?
  Bu soru beni aşar
Benim kimi mimlediğim konusuna gelince her zaman ki gibi mimi isteyen herkese gönderiyorum .

Sevgiler iyi hafta sonları
Diğer mimler aklımda sırayla geliyor..:)))

25 Kasım 2010 Perşembe

HAMSİ KIZARTMA


Karadenizlilerin hemsiye balık dememelerini çok iyi anlıyorum.Gerçekten hamsi balık olamaz olsa olsa hamsi çerez olur..Ve çerez gibi yenir:)))))Evde balık yapmayı kokusundan dolayı pek tercih etmem.Burada fırın kültürü çok yaygın olduğu için balıklar fırında pişmeye gönderilir.Ve afiyetle yenir.Ama hamsiyi fırından ziyade tavada kızartmasını daha çok seviyoruz.Sanırım çok kalorili olmasından.Zaten bütün güzel yiyecekler çooook kalorili:(((
Hamsinin ve  bütün balıkların  yanında roka salatası süper oluyor.Kuru soğan ,domates,roka,limon ohhh gelsin nefis lezzetler.
Balığı nasılmı yapacağız?Ha tamam anladım sizin derdiniz benimle sohbet değil meşhur hamsinin tarifini alıp kaçmak tamam tamam yazıyorum:))
Yaz tatilinde karadeniz gezisinde Giresun'dan hamsi tava almıştım .Yani hamsi yapacaksanız hamsi tavanız olmalı.Gerçekten balığı kalıp gibi çıkartıyor ve balığı çevirmekte çok rahatlık sağlıyor.Eğer hala bir hamsi tavanız yoksa ne duruyorsunuz .:)Şimdi de sırada hamsinin kızartması nasıl oluyor geliyor...Tarif çok kolay olduğu için lafı bu kadar uzattım sanırım.Hamsiyi ne zaman kızartmaya kalksam tuzunu unuturum:)Yazarkende unutmayayımda
Malzemeler:
-1kg hamsi,
-mısır unu,
-tuz,
-kızartmak için sıvı yağ
-Ve herşeyden önemlisi hamsi kızartma tavası(eğer yoksa her hangi bir tavada olabilir)
Yapılışı:
-Hamsileri balıkçınıza söyleyin temizlesin.Eve gelince yinede siz bir yıkayın.
-Yıkadıktan sonra bir kağıt havlunun üzerine dökerek suyunun alınmasını sağlayın.

-Suyunu süzdükten sonra düz bir kabın içerinine biraz hamsi alıp tuzunu atıp , bolca mısır ununa buluyoruz.Ve daha sonra hamsi tavamızı yağlıyor,güzelce tavaya  düzenliyoruz.

-Tavaya dizilen hamsiler ocağa alınır,tavanın kapağı kapatılır.Alt kısmı kazardıktan sonra kapağı yardımıyla hamsinin kızaran kısmını üstte çeviririz.Her iki tarafıda güzelce kızardıktan sonra ocaktan alır ve servis edeceğiz kaba konulur.
Sonrada afiyetle yenilir.Yanında bol yeşillik ne de güzel olur:)))
Afiye olsun 

23 Kasım 2010 Salı

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ

BEN BİR ÖĞRETMENİM
Bilginin ışığında yükselecek bu vatan
Benim adım öğretmen bana emanet vatan
İsterse bir şehirde ya da bir dağ köyünde
Benim adım öğretmen gezerim belde belde

Kolum kanadım lafım bilgi
Bende bitmez coşar sevgi
Başöğretmen izinde
Yılmaz yürür bu Türk genci

Kolum kanadım lafım bilgi
Bende bitmez coşar sevgi
Memleket sevdasıyla
Yılmaz yürür bu Türk genci

Pusu kursalar bile beni vursalar yine
Benim adım öğretmen her demdeyim her yerde
Benim evim bu vatan çocuklar geleceğim
Son nefesimde bile öğretmen öleceğim

Kolum kanadım lafım bilgi
Bende bitmez coşar sevgi
Başöğretmen izinde
Yılmaz yürür bu Türk genci

Kolum kanadım lafım bilgi
Bende bitmez coşar sevgi
Memleket sevdasıyla
Yılmaz yürür bu Türk genci

22 Kasım 2010 Pazartesi

HAŞHAŞLI KEK

Efendim herkese iyi haftalar.Pazartesi sendromundan kurtulun artık. Bakın ne kadar güzel işimizin başındayız.
Yani çalışacak bir işimiz var.
Ne mutlu ki bize çalışacak uzuvlarımız sağlam.
Ne mutlu ki bize bu güzelliklerin farkındayız:))))
Haftaya çok nefis bir kekle başlayalım istedim.
Bu keki kim yediyse çok beğendi .Haşhaş keke  çok farklı bir tat katıyor bence.Bir defa denemenizi tavsiye ederim.Sanırım ondan sonra sık sık yaparsınız:))
 Malzemeler:
-2-yumurta,
-1su bardağı şeker,
-1 su bardağı sıvı yağ,
-1su bardağı süt,
-1 paket vanilya ,
-1 paket kabartma tozu,
-2 yemek kaşığı mavi haşhaş,
-2 bardak un
Yapılışı:
1-Burada dikkat edilmesi gereken şey unu koyduğumuz bardak,yağı koyduğumuz bardak,şekeri koyduğumuz bardak aynı olacak.Ölçünün tutması açısından
2-Yumurta ile şekeri iyice köpürünceye kadar çırpıyoruz.
3-Sonrasında yağ,sütü ekliyoruz.
4-Un,kabartma tozu,vanilyayı eleyerek ekledim çırptım.Ve haşhaşıda ekleyip karıştırdım.
5-Orta boy borcama döktüm.yağlayarak:))))
6-180 derecelik fırında 30-40 dakika kadar pişirdim ama ilk 20 dak fırının kapağını açmadım.
7-Kürdan testi ile kontrol ettim piştiğine kanaat getirince fırından aldım soğuması için bıraktım.Soğuyunca kestim tadı harikaydı.
Afiyet olsun..

21 Kasım 2010 Pazar

SAHTE SU BÖREĞİ VE FİLM

Bayramın güzel ve güneşli günlerle geçmesinden sonra sıra geldi tekrar iş başına.Bu bayram tatili bir çoğumuz için güzel ve dinlendiri tatil oldu.Eş dostla geçirdiğimiz bu güzel günler ,bize iyi bir moral oldu.Tabi uzun gibi görünen bu tatil biran da geldi geçti.Nasıl geçtiğini anlamadım bile..:))
Bizim işlerimizin yoğumluğundan dolayı biraz erken döndük Şanlıurfa 'ya .Tabi gelmişken bir Balıklı göl turu yaptık.Hava çok güzeldi kendimizi sokağa attık.Bizim gibi Şanlıurfa 'da yaşayanların mecburi istikameti Balıklı göl oluyor.Ben çok severim Balıklı gölü.Bulduğum ilk fırsatta göle gidip balıklara yem atmalıyım.Bu benim en büyük zevkim.Sonra Mağra kafe'de veya Ayn -Zeliha'da bir menengiç kahvesine de hayır demem doğrusu:)))
İşte bugün de havanın güneşli oluşunuda fırsat bilip Balıklı göle gittik.Aman Allah'ım o ne kalabalık inanamazsınız.Bayram tatilini güneydoğu turuna çıkarak değerlendirmek isteyen insanlarla doluydu Balıklı göl.Adım atacak yer yoktu.Balıklara yem atamadan döndük tabi..:((
Ama ne yapalım ben hep buradayım onlar yabancı ilkkez gelmişler dedim sıramı onlara verdim:))))
Bizde eşimle sinemaya gitmeye karar verdik..Pek islediğimiz tarz film yoktu olanlarla idare edelim dedik ve Julia Roberts 'ın oynadığı "Ye Dua Et Sev "adlı filme bilet aldık.Romantik komedi dram türünde bir filmdi.Film ile aynı adı taşıyan bir kitaptan uyarlanmıştı.Ben Julia Roberts hayranıyımdır.O nedenle filmi tercih ettik ama film biraz yavaş ilerliyor ,üstelik alt yazılı okuyup izlemekta biraz zorlandım.Filmin konusu yazar bir kadının başından geçen boşanma sonrası kendini bulma maceraları:))Film fena değildi en azından insanı kasmıyor ,germiyor2korkutmuyor sakin bir ilerleyişte devam diyor...Gitmek isteyenlere duyurulur:)))

                                          Gelelim bayramda annemin bize kahvaltı için yaptığı bu güzel böreğin tarifine
Malzemeler:
·        5 tane hazır yufka
·        3 tane yumurta( üzeri için bir yumurta sarısını ayır)
·        2 çay  bardağı süt
·        1 su bardağı sıvıyağ veya eritilmiş tereyağ
·        yarım kg peynir
·        1 demet maydanoz
·        Susam ,çörek otu
Yapılışı:
  1. Yumurta, süt ve sıvıyağı iyice çırpılır.
  2.  Peynir rendelenir ve ince kıyılmış maydanozla karıştırılır
  3. Fırın tepsisi yağlanır ve bir yufka tepsiye kenarlarından sarkacak biçimde yayılır.
  4. Üzerine hazırlanan sütlü karışımdan 2-3 kaşık gezdirilir,  diğer bir yufka kırıştırılarak  tepsiye yayılır,yine sütlü karışımdan gezdirilir.
  5. Kalan bir yufkayı yine kırıştırılarak , tepsiye yayın üzerine peynirli harçtan serpiştirilir.
  6. Diğer yufka harcın üzerini kapatacak şekilde tepsiye yayılır.Üzerine sütlü karışım sürülür 2-3 kaşık kadar.
  7. En son yufka tepsiye yerleştirilir üzerine sütlü karışımdan sürülür, tepsinin kenarlarından sarkan yufka kenarı böreğin üzerine kapatılır
  8.  Börek dilimlere ayrılır. Kalan sütlü karışım  böreğin üstüne gezdirilir.
  9. Böreğin üzerine yumurta sarısı sürülür ve  çörek otu ile susam serpilir.Biraz  buzdolabında dinlendirdikten sonra fırına sürülür.
  10. 180 dereceli fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.Böreğinizin yumuşak olmasını istiyorsanız üzerini bez veya bir tepsi ile kapatabilirsiniz.
 Not:Köy peynirinin tuzunu almak için böreğimizi yapmadan önce peyniri 2-3 saat  suda bekletin

16 Kasım 2010 Salı

HARİKA BİR CİĞER KEBABI

Bayramda tüm aile bir arada olduğumuz için çok neşeli ve güzel geçiyor.Tabi aile bireyleri, mariftelerini konuşturuyor. Kalabalıkta yemek yemenin zevki hiçbirşeyde yoktur .İşte bu güzel bayramda eşime ait bir tarif geliyor.Bende yardımcı şef oluyorum burada.Efendim fotodaki pembe çizgili ayak benim :)))Kayınvalidemlerde mangal ziyafetindeyiz.
Malzemeler:
- ciğer
-ineğin iç yağı (tülbent şeklinde olur ya)
-tuz-yaprak biber
Yapılışı:
-Ciğerleri parmak kalınlığında ince dilimlere ayırıyoruz..Tuz ve biberini atıp karıştırıyoruz.İç  yağını inceltiyoruz ve arasına ciğeri koyup sarıyoruz.Sonra Izgaranın arasına koyup pişiriyoruz.Közde piştiği için yağ eriyor ama ciğere süper bir tat bırakıyor.Denemenizi tavsiye ederim..
Afiyet olsun

15 Kasım 2010 Pazartesi

14 Kasım 2010 Pazar

BAYRAM TATLILARI-BÜLBÜL YUVASI


Bu tatlı çok hafif ve güzel oluyor aynı zamanda çok da bereketli.
Malzemeler:
-1 paket  hazır baklavalık yufka( ben pastaneden aldım)
-200 gr tereyağ,
-1 çay bardağı sıvı yağ
-süslemek için bir avuç kadar çekilmiş fıstık,
-ince oklava
şerbeti için:
3 su bardağı şeker,
3 su bardağı su,
2-3 damla limon suyu,
Gerçi bu ölçüler tepsinin büyüklüğüne göre değişir.Ben  büyük bir tepsi kullandım.

Yapılışı:  Aslında her şey açık ama ben yinede anlatayım .Şimdi baklava yufkası hemen kuruyor üzerine nemli bir bez örterek işe başlayalım.

-Yufkalarımızın kenarlarını kesiyoruz kare şeklinde olmasını sağlıyoruz.Kestiğimiz yufkaları küçük resim defteri boyutunda tekrar kesiyoruz. Yufkayı ince oklavaya sarıyoruz.Daha sonra büzerek çıkartıyoruz.Büzerek oklavadan çıkardığımız yufkamıza bülbül yuvası şeklini veriyoruz.Tepsimize aralık bırakmadan diziyoruz.Tüm yufkalara aynı işlemi uyguluyoruz.

-Tereyağını eritip içine sıvıyağı da ilave ediyoruz.Bülbül yuvalarımızın üzerine kaşık yardımı ile gezdiriyoruz.
-Fırında 180-200 derece arsında üzeri kızarıncaya karda pişiriyoruz.
- 3 su bardağı sıcak suya ,3 su bardağı şekeri katıp şerbetini hazırlıyoruz.Şerbet kıvamını bulunca içine 2-3 damla limonu damlatıp iki taşım kaynatıyoruz.Tatlımız soğuk şerpetimiz sıcak olacak şekilde .Şerbeti tatlımızın üzerinden gezdiriyoruz ,şerbetini çektikten sonra üzerini çekilmiş fıstık ile süslüyoruz.
Afiyet olsun

13 Kasım 2010 Cumartesi

KAHVALTILIK BİBER KIZARTMASI

Bu güzel hafta sonunda mis gibi bir kahvaltı yapmak istiyorsanız ve hep aynı şeyleri yemekten sıkıldıysanız  işte size değişik bir alternatif.Biber kızartması:))
Malzemeler:
     -3 tane tatlı kırmızı biber,
-3 tane acı yeşil biber,
-2-3 kaşık zeytin yağı,
-tuz
Yapılışı:
-Biberleri iri iri doğruyoruz
-Yağımızı tavaya alıp ısıtıyoruz.
-Biberleri tavaya alıp tuzunu ekliyor yağda kızartıyoruz.
Daha sonrada afiyetle yiyoruz.
İstenirse yemeklerin yanında, üzerine sarımsaklı yoğurt dökerek servis  edilir.
İyi hafta sonları

11 Kasım 2010 Perşembe

YOĞURTLU BEYAZ LAHANA SALATASI-TAM DİYETLİK


YOĞURTLU BEYAZ LAHANA SALATASI
Efendim bu salata tam diyetlikJ
Malzemeler: :(2-3kişilik)
-Küçük bir beyaz lahana,
-1 kase yoğurt,
-1 kaşık mayonez,
-tuz,
-nane,
Süslemek için :nane ,pul biber
Yapılışı:
Lahanayı rendeliyoruz bir kaseye alıyoruz,Yoğur ile mayonezi çırpıyoruz .
Tuz ve naneyi de ekleyip karıştırıyoruz.Üzerini de  nane pul biber ile süslüyoruz
Afiyet olsun..
Bedeniniz sağlıkla dolsunJ

9 Kasım 2010 Salı

TUZ VE SU


Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli herşeyden şikayet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaşamındaki herşeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.

- "Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle:

- "Acı" diye cevap verdi.

Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:

- "Tadı nasıl?" "Ferahlatıcı" diye cevap verdi genç çırak.

- "Tuzun tadını aldın mı?" diye sordu yaşlı adam, "Hayır" diye cevapladı çırağı.

Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:

- "Yaşamdaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Istırabın miktarı hep aynıdır. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."

8 Kasım 2010 Pazartesi

KIYMALI MAKARNA

Makarna bekarların bir numaralı yemeğidir..:)Birde çocukların tabi:)
Ben makarnayı kıymalı sevenlerdenim.Tabi  makarnanın tüm çeşitleri duyurucu ve lezzetlidir.İşte bu güzel makarnanın  yanında salata ve ayranda olursa değmeyin keyfimize:))
Malzemeler:
-Bir paket makarna,
-300 gr orta yağlı kıyma,
- 1 tane kuru soğan,
-1 tane domates,
-1 tane yeşlil biber,
-1-2 kaşık sıvı yağı,
-tuz,karabiber ,kırmızı biber
Yapılışı:
-Makarnayı üzerinde önerilen şekilde pişiriyoruz.Ben kaynamış suyun içine makarnayı attıktan sonra tuzu ilave ederim.Ve 1 tatlı kaşığı sıvı yağı makarna suyuna ekliyorum ki makarnalar yapışmadan pişsin diye.
-Kıymayı ocağa alıyoruz kısık ateşte kendi suyunu bırakana kadar pişiriyoruz.Suyu çekildikten sonra 2 kaşık sıvı yağ ilave edip kavuruyoruz.Soğanları ince ince kıyıp kıymanın icine atıp kavuruyoruz.Daha sonra biberi  ekliyoruz ve kavuruyoruz.
-Domatesleride küçük küçük doğrayıp ekliyoruz ve baharatlarınıda atıp bir iki karıştırıyoruz.Baharatlarınıda ilave ediyoruz ve suyunu süzdüğümüz makarnayıda ekleyip servis ediyoruz.
Herkese iyi haftalar:))

5 Kasım 2010 Cuma

TAHİN PEKMEZ


Hafta sonlarını kahvaltı ziyafetine çevirenler bu hafta kahvaltıda tahin pekmezede yer açın:)))
Hem doyurucu hem besleyici bir lezzet tahin pekmez.Çocukların gelişiminde özellikle pekmez çok önemlidir.
Hemen hemen herkesin çocukluğunda pekmeze dair bir anısı vardır Çocuklara genellikle zorla yedirilir pekmez Çocuklukta yaşanan kötü tecrübelere dayanarak, ileriki yaşlarda da nedense pek dahil edilmez sofralara, beslenme programlarına Oysa, içeriği ve sağlığımıza faydaları düşünüldüğünde hayatımızdan hiç de uzak tutmamamız gereken bir gıdadır pekmez
İnanın marketlerden satın aldığımız ve içerisinde hangi katkı maddelerinin olduğunu bilmediğimiz çikolatadan daha lezzetli ve yararlıJ

Çocuğunuz pekmezi sevmiyorsa birde böyle deneyin mutlaka fikri değişecektir.Hem buna pekmez demek zorunda değilsiniz “bak sana çikolata yaptım “demeniz yeterli bayılarak yiyecektir bence..
Belki bir çoğunuz biliyorsunuzdur tahin pekmezin yapılışını ..Ben hatırlatmak istedim sadeceJ
Malzemeler:
-3 kaşık dut pekmezi,
-2 kaşık tahin
Yapılışı:
Tahin ve pekmezi bir kasede iyice çırparak karıştırıyoruz.Daha sonra afiyetle yiyoruz .
HURMA PEKMEZİ : Uzun süren açlıktan kaynaklanan halsizliklere karşı çok faydalı olana hurma kadar, pekmezi de oldukçafaydalı.
*Sporcular için bir enerji deposudur.
*Hurma; kalp ve damar hastalıkları riskini oldukça azaltıcı bir etkiye sahiptir.
*Zihni ve bedeni gelişmei sağlar.
*Öksürüğü keser.
*Boğaz ağrısını giderir.
*Bronşit ve soğuk algınlıklarına karşı oldukça etkilidir.
*Kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
ÜZÜM PEKMEZİ :En çok bilinen pekmez türüdür. Faydaları,
• Vücuttaki kanı arttırır
• Enerji verir
• İştah açar
• Hamilelikte ve bebek gelişiminde çok faydalıdır
• Mideyi, bağırsakları, böbrekleri kuvvetlendirir
• Damar sertliğine iyi gelir
• Kan dolaşımını rahatlatır
DUT PEKMEZİ: Kansızlık için, kullanılabilirlik açısından 2.sıradadır. Faydaları ;
• Kan eksikliği bulunan hastalarda çok büyük faydalar sağlar.
• Mide hastalıklarında özellikle, ülser hastalığına iyi gelir.
• Astım ve bronşit hastalıklarında faydalıdır.
• Soğuğa karşı vücut direncini arttırıcı özelliğe sahiptir.
• Sporcular için bir enerji deposudur.
• Bebeklerin büyümesinde ve gelişmesine yardımcı olur.
• Çocukların zeka gelişimine yardımcı olur.
• Gargara halinde ağız ve boğaz hastalıklarında etkilidir.
• Çocuklarda sıklıkla rastlanan pamukçukta da yaygın olarak kullanılır
KEÇİ BOYNUZU (HARNUP) PEKMEZİ : Kansızlık için en makbul olan pekmez türüdür. Ama tadı çok ağır olduğundan yemesi biraz zordur. Gaydaları ;
• Kolestrolü düşürür ve tansiyonu dengeler
• Kalbi takviye eder
• Cinsel gücü ve sperm sayısını artırıcı özelliği kesinlik kazanmıştır.
• Vücudu güçlendirip dinamize eder
• Kansızlığa birebirdir
• Dişleri besler Kemikleri güçlendirir
• Bağırsakları çalıştırır
• Çocuklar ve hamile bayanlar için faydalıdır
• Potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum, demir, bakır, çinko içerir
• Akciğer rahatsızlıklarında da kullanılır.
ANDIZ PEKMEZİ : Andız ağacının meyvesinden elde edilir. Faydaları ; Bronşit, öksürük, sarılık, kaşıntı, egzama, mide bulantısı, akciğer, karaciğere faydalı bir pekmezdir. Bütün pekmez cinslerinde olduğu gibi kan yapıcıdır ve enerji


KÖZLENMİŞ PATLICANLA SEMİZOTU SALATASI


KÖZLENMİŞ PATLICANLI SEMİZOTU SALATASI
Malzemeler: :(2-3 kişilik)
-1 demet semizotu,
-2-tane közlenmiş patlıcan,
-1 tane taze kırmızı biber,
-1 tane kuru soğan,
-1 tane domates,
-zeytinyağı 1-2 kaşık isteğe kalmış
-Kırmızı pul biber,
-tuz,
-limon
Yapılışı:
-Patlıcanlar közlenip geniş bir kasenin içine doğranacak
- Semizotu,domates,biber,soğan da doğranarak kaseye eklenecek.
-Zeytin yağı,limon,tuz,pul biberi bir küçük kasede iyice çırpıyoruz sonra salatamızın üzerine eklenip hepsini beraber karıştırıyoruz.
Afiyet olsun..
Ay inanmayacaksınız bu postu ikinci yayınlayışım.:(Çünkü yanlışlıkla diğeriniz sildim..

2 Kasım 2010 Salı

TAVUK DOLMASI-BLOGCU BULUŞMASI

Dostluk ;"Gönül ne kahve ister ,ne kahvehane,gönül dost  ister, kahve bahane."sözlerini hatırlayıp hayatın minicik bir parçasını paylaşmaktır.

Bugün  çok mutluyum."Allah bir insanı mutlu etmek isterse önce elindekini alır sonra geri verirmiş "derler bilir misiniz?.İşte bana da tam böyle oldu..Dün blogla ilgili sorun vardı daha doğrusu nette sorun vardı.Bazı sayfaları açmıyordu.."Kullanım izni "yok falan yazıyodu.Neyse ki şimdi öyle bir sorun yok.Biran blogumu kaybettim sandım..Ama bugün açtım birde baktım ki ne göreyim! Blogum sorunsuz açılıyor .Allahım sana hamd olsun:)))
Aslında paylaşmak istediğim güzel haberler ve tarifler  var.Hele biri var ki sormayın gitsin..
Haftasonu uzun zamandır görüşmeyi planladığımız bir buluşma gerçekleşti.
Blogcu buluşmalarını okuyunca hep içim giderdi.Ah bende orda olsaydım derdim.Evet oldu sonunda Urfa'da da olsak ,iki kişilik de olsa bir blogcu buluşması gerçekleşti.Ben adına BİRİNCİ ,ŞANLIURFA'DAKİ  BLOGCULAR BULUŞMASI demek istiyorum..:)))))))))))
Kendisine ben bacım diyorum(kız kardeşleri ile olan güzel bağına gıpte etmiştim.O da bana sende bizim bacımız ol demişti.Sağolsun..)İşte bu güzel insanla haftasonu tanışmak  kısmet oldu..
Sevgi arkadaşım Keyfeseyran ile hafta sonu buluşup Balıklıgöl'de menengiç kahvesi içti..Hoş sohbetler ettik.Kendisi ile tanıştığıma çok memmun oldum.Gerçekten dünya tatlısı bir insan.
Ayrıca şirin mi şirin biri ile daha tanştım.Adı Gökkız;insanın onu yiyesi geliyor o kadar yani..:)))Keyfeseyranın tatlı kızından bahsediyorum..Canım arkadaşım bu buluşma ile arkadaşlığımızın daim olmasını diliyorum.En kısa zamanda yine buluşalım olur mu?

Gelelim bugün ne pişiriyoruz.Efendim bugün menüde tavuk dolması var  yapılışında pek bir zorluk yok.Sadece doldurduktan sonra dikmesi biraz zahmetli.Lezzitine diyecek yok tabi.Gelelim tarifimize:
Malzemeler:
-1 tane bütün tavuk,
-yarım çay fincanı pirinç,
-1-2 diş sarımsak,
-1 ttalı kaşığı biber salçası,
-1 kaşık kuş üzümü,
-1 tane kırmızı biber,
-karabiber,kekik,tuz,kırmızı pul biber,
-yarım fincan sıvı yağı
-fırın poşeti,
-yorgan iğnesi,
-yorgan ipi
Yapılışı:
-Önce bütün tavuğu ocakta ütüyoruz tüyleri gitsin diye.Sonrasında tavuğu iyice yıkıyoruz ve kuruluyoruz.
-Derin bir kabın içerisinde pirinçimizi yıkıyoruz ve suyunuı süzüyoruz.
-Pirincin içine sarımsağı ,biberi doğruyoruz,biber salçasını,kuş üzümünü,karabiberi,kekiği,tuzu ekliyoruz.(isteyen bu karışımı biraz pişirdikten sonra tavuğun içine doldurabilir.)Karıştırıp tavuğun içine dolduruyoruz.Yalnız tavuğun içini sıkı sıkaya doldurmuyoruz yarısını doldurmanız yeterli .Yoksa pirinçler pişmez diri kalır.
-İçini hazırladığımız harçla dolduruyoruz ve ağzını yorgan iğnesi ile dikiyoruz.Tavuğun üzerini sıvı yağı ,kekiği,karabiberi karıştırarark bir sos hazırlayıp ,tavuğun her tarafına sürüyoruz.
-Fırın poşetinin içine biraz un atıp sallıyoruz.Daha sonra fırın poşetine koyup ağzını sıkıca kapatıyoruz.Üzerinden 3-5 tane delik açıyoruz.
-250 derecelik fırında 1 saate yakın pişiriyoruz.Piştikten sonra poşetten alıp fırında biraz daha tutuyoruz ki iyice kızarsın diye .Bu arada poşetin içindeki tavuğun suyundan aralarda fırına koyduğumuz tavuğun üzerinden gezdiriyoruz.(kurumasın diye)
-10 dakikada fında tutup çıkarıyoruz.Tavuğun dikdiğimiz yerlerindeki ipleri çekip alıyoruz.Sonrada parçalayarak servis yapıyoruz.
Öneri:
*Bu yemeğin yanına ayrıca sade bir pilav yapmanıız gerekir çünkü içindeki pilav sadece lezzet vermesi için kullanılır.
Ayrıca bir pilav yaparsanız servis sırasında tavuğun içinden çıkan pilavdanda yaptığınız pilavın üstüne eklersiniz.Güzel bir görüntü oluyor.
*Veya bu yemeği sadece  salata ile de servis yapabilirsiniz.
*Yapmak isteyenler takıldığınız bir yer olursa lütfen çekinmeden sorun.:))

Afiyet olsun.