30 Haziran 2013 Pazar

NASIL GEÇTİ KOSKACA BİR YIL-VE YAZA MERHABA

   
       Bu sene benim için kitap okuma adına o kadar güzel bir yıldı ki anlatamam.Koşturmalı bir hayatım vardı.İş,kurslar,toplantılar derken hayatımızda bir dönüm noktası oldu.Bulunduğumuz şehirden tayin istedik.
    Ve hayatımıza bir misafir geldi.Evimizin başköşesine yerleşti.Bizim iş, güç o oldu.İnsan uzun zaman tam bağımsız yaşayıp sonrasında böyle bağımlı bir hayata geçince aslında biraz zorlanıyor ama onun sevgisi her şeye değer.Kendinize ait ne varsa sevdiğiniz zevk aldığınız hepsi rafa kalkıyor.Geçici bir süre mi yoksa kalıcı mı bilinmez:)))
    Doğum iznim bitti iş hayatım eskiden olduğu gibi yoğun değil.Ne kurs,ne seminer ne özel hobiler hiç biri yok artık bu şehirde.Yeni bir iş ortamı yeni bir şehir.Her şeye sıfırdan mı başlayacaktım.        Güzel bir iş ve arkadaş ortamın vardı Şanlıurfa'da ama şimdi memleketteyim.Yıllardır ayrı olduğumuz için her şey yabancı herkes yabancı.Sil baştan başlıyoruz hayata üstelik artık üç kişilik yaşıyoruz.Bakalım nasıl geçecek bu sene derken.Okula başladım.
      Okul ,evime 1,5 saat uzaklıkta bir köy okulu.Gidiş dönüş 3 saat.Tabi bu 3 saatlik zaman arayıp ta bulamadığım okuma saati oldu bana.Bu bir senelik servis yolculuğunda yalnızda değildim benim gibi okumayı seven kitap  dostlarımda vardı.Zevkle okuduk ,kitap değişimi yaptık,okuduklarımızı tartıştık yorumladık.Anlayacağınız şikayet edip" bu yol nasıl geçer " her gün  bunu şikayet etmek yerine yolculuğumuzu okuma saatine dönüştürdük.Ve çook zevkli geçti..Neler mi okuduk?
*Dil Zekası-M.Abdullah Yılmaz
*Aşkın Şehidi-Ahmet Turgut
*Yaratıcı Drama-Ömer Adıgüzel
*Şeker Portakalı-Jose Mauro De Vasconcelos
*Bana Bir Harf Öğretenin-İbrahim Refik
*Hayat Güzeldir-İclal Aydın
*İnsanı Uçuruma Götüren Sözler
*Farzet ki Öldü-Ebu Abdullah Haris El-Muhasibi
*Sen Ben ve Çocuklarımız-Nevzat Tarhan
*Adabı-Muaşeret- Edep ya Hu-Mustafa Necati Bursalı
*Kur'an 'ın İlk Emri-Gürol Akıcı
*Beyaz Zambaklar Ülkesinde-Grigory Petrov
     Bazıları bunlar...Sırada çok güzel kitaplar var yaz tatilinde bu güzel  kitaplara yenilerini eklemeyi düşünüyorum.
   Bu yaz çocuklarınızla kendinize bir iyilik yapmaya ne dersiniz.Televizyonu ve interneti kapatıp kitap okumaya var mısınız.
Hayat güzeldir yeter ki biz ona güzel gözlerle bakalım.
Okumak güzeldir yeter ki okumaya zaman ayıralım.
     Bir iki yıldır  Milli Eğitim Bakanlığının bir çalışması var çok hoşuma gidiyor.Her gün okullarda 20 dakika okuma saati yapılıyor tüm okul aynı saatte okuyoruz.Öğrenciler, öğretmenler ,idareciler:))
Bu uygulamadan belki haberini vardı yada ben söyleyince duydunuz.Çocuklarımıza okuma zevkini çok küçük yaşlarda edindirmeliyiz ki kalıcı bir alışkanlık olsun.Ve okumayı sevsinler okumaktan nefret etmesinler.Çocuklar il zamanlarda sıkılıyordu sonra sonra "Zaman doldu haydi dersse devam edelim diyordum.Hiç biri beni duymuyordu okumaktan:)) .Harika bir manzaraydı bu.

OKUMAK CAHİLLİĞİN İLACIDIR.
     Lütfen okumaya zaman ayıralım.Diyerek iyi tatiller diliyorum.Zaman zaman okuduğum kitapları sizlerle paylaşmayı düşünüyorum..
Hoşça ve dostça kalın.

26 Haziran 2013 Çarşamba

LOR PEYNİRLİ,CEVİZLİ ERİŞTE

Günaydın herkese,yeni bir güne başlıyoruz .Her nerede yaşıyor veya yaşatılıyorsanız.Günaydınnn hepinize.Kızımla bizde mesai çok erken başlıyor.İnsanın uyumak için zamanı varken uyumaz.Uyumak istediğinde de zamanı olmaz.:)))
Bugün cevizli eriştenin yapılışını paylaşacağım;Aslına bakarsanız çok pratik bir yemek çeşit olsun diye sizlerle paylaşmayı istedim.Makarna türü yiyecekleri sevenlerin beğeneceği değişik bir lezzet. 
Malzemeler:
-1 paket erişte,
-200 gr kadar lor peyniri,
-1 su bardağı iri doğranmış ceviz,
-1 çay bardağı sıvı yağı( tercihen zeytinyağı),
- yarım demet ince kıyılmış maydanoz,
-yarım tatlı kaşığı tuz,
Yapılışı:
-Erişteyi, derin bir tencerenin içine alıp kaynar su ,tuz ve bir tatlı kaşığı zeytinyağı ilave edip haşlıyoruz.Bildiğiniz gibi makarna,erişte ve mantıyı haşlarken bir tatlı kaşığı zeytinyağı eklemek yemeğimizin yapış yapış olmasını engelliyor.Tane tane nefis bir lezzet oluyor.
-Haşladığımız eriştenin suyunu süzüp ısıttığımız zeytinyağında 2-3 dakika kavuruyoruz.İçine lor peynirini ve cevizini ekleyip karıştırıyoruz.
-Servis tabağına alıp üzerini ince kıyılmış maydanoz ile süslüyoruz
Afiyet olsun.
 

18 Haziran 2013 Salı

SEMİZOTU EKŞİLİSİ ve YENİ BİR VİRÜS

Kısa bir aradan sonra ancak fırsat bulabildim yazmaya.Okullar tatil oldu bizlerde seminer dönemindeyiz.İş yoğunluğumuz azaldı.Kızımla bol bol vakit geçirmekteyiz.Bu güzel günlerin tadını çıkarmak istiyorum.Fırsat buldukça yazmaya çalışacağım.Sesimi duyan var mı bilmiyorum ama ben paylaşmaya devam edeceğim:))Hayat paylaştıkça güzel...
Bloglarda yazın ister istemez bir yavaşlama oluyor.Tatile gidenler netten uzakta bol bol dinleniyor.Aslına bakarsanız iyide ediyorlar.
Hayat netten ibaret değil..İnsanların işi gücü net olmuş.Facebook,twetter ve nette sörf almış başını gidiyor.Bu net çok güzel ama iyiye kullanılırsa.Bu alemde kötü niyetli insanda çok..Bizim arkadaşlardan birinin başına gelmiş aman sizde dikkat edin.Herhangi sakıncalı içeriği olmayan bir siteden video izlemek için tıklamış. Ve o an olanlar olmuş.Ekrandan kendisinin foto çekilmiş ve "Bu site sakıncalı içerik taşıyor,polis tarafından yakalandınız.İşte 100 dolar cezası var şu hesap numarasına yatırmazsanız hakkınızda resmi işlem yapılacak." diye yazıyormuş.Arkadaşta hemen polisi aramış durumu bildirmiş. Poliste "Böyle bir uygulamalarının olmadığını söylemiş ve bu bir sahtekarlıktır parayı ödemeyin.İsterseniz site hakkında resmi işlem yaptırabilirsiniz.Savcılığa şikayet edebilirsiniz." demişler. Bilgisayarın ekranındaki yazı bilgisayarın kapatıp açmalarına rağmen gitmiyormuş. Ekran donmuş işlem yapılamıyormuş. Neyse bilgisayarcıya gitmişler.Virüs olduğunu öğrenmişler.Format attırıp pc yi kurtarmışlar.Şimdi bu sahtekarlığa inanıp para yatıranların parasına yazık değil mi.Ne biçim bir sahtekarlıktır bu!Ne biçim bir insanlık..
Bu uyarıdan sonra gelelim semizotu ekşilisine.Yapımı çok kolay lezzetli bir meze diyebiliriz.Bulgurlu köftelerin yanına çok yakışıyor.
 
Malzemeler:
-1 demet semizotu,
-2 diş sarımsak,
-1 tatlı kaşığı sıvı sumak ekşi yada nar ekşisi,
-2-3 su bardağı su,
-tuz
-kuru nane
Yapılışı:
-Semizotu ince ince doğranır.Derin bir kabın içine alnır.
-Sarımsaklar ezilir ve semiz otlarının içine eklenir.
-Su ,ekşi ve tuz eklenerek servis edilir.Servis etmeden üzerine nane eklenir.
Ekşisi sizin damak tadınıza kalmış.Suyu çok olmamalı çorba kıvamında olmalı.(sulu çorba kıvamı)
Afiyet olsun.

4 Haziran 2013 Salı

KIZIMIN DİŞ HEDİĞİ-DİŞ BUĞDAYI

   

Kızımın bin bir güçlükle ve sıkıntıyla çıkardığı dişlerinin sağlam olması, rızkının bol olması ve diğer dişlerini kolayca çıkarması dileği ile diş hediği (diş buğdayı) kaynattık. Aile büyüklerimizi de davet ederek hayır dualarını aldık. Dedelerimiz, ninelerimiz, amcalarımız, yengelerimiz ve kuzenlerimizle çok kalabalık ama bir o kadarda eğlenceli bir kutlama oldu. Bir tek dayımız yoktu o da şehir dışında olduğundan ve işlerinin yoğunluğu nedeniyle katılamadı. Neyse gönlü bizimleydi:))

Bana gelenekçimi dersiniz ne dersiniz bilmem ama ben çok severim eski örf ve adetlerimizi yaşatmasını. Eskide diye başlayan cümleleri insanlar pek sevmez ama bu başka gerçekten yaşatılmaya değer bir geleneğimiz.
Girişte kapımızı tüllerle süsledik:))Pembiş pembiş

 

Diş buğdayı eski bir Türk geleneğidir. İlk dişin çıkışını kutlamak için yapılan diş buğdayı, çocuğun dişlerinin daha sağlam olması, çabuk büyümesi ve rızkının artması niyeti ve dileğiyle aile arasında yapılır. Bebek ilk dişini çıkardığında yakın akrabalar davet edilerek diş buğdayı hazırlanır.

Bizim buralarda diş buğdayı yerine diş hediği denir. Çocuğun dişinin çıktığını ilk gören çocuğa hediye alır ve hediye genelde kıyafet olur. Diş buğdayı töreninde bebeğe kıyafet alınmaz. Bakır bir eşya almak adettendir. Bakır eşya almayan para verir. Biriken parayla da bakır bir eşya alınır. Burada bakırın anlamı dişlerin bakır gibi sağlam olması düşüncesindir. İşte bizde bu güzellikleri kızımıza yaşatmak istedik. Hem uzun zamandır ailece bir araya gelmemiştik bu güzel bir vesile oldu.
Kızıma alınan bakır hediyeler ve minik prensesin sevinci

 

Önce ailece yemek yedik arkasında hediyelerimizi aldık. Diş hediğimizi yemek için servislerimiz yaptık ve tam o esnada kızımın diş buğdayı tepsisini getirdik.

 

Diş buğdayı tepsisi diş buğdayı esnasında yapılan güzel, eğlenceli bir etkinlik. Çocuğun önüne meslekleri temsil eden eşyaların olduğu bir tepsi konur. Çocuk hangi eşyaya uzanır alırsa o mesleği seçeceğine inanılır. (Latife tabi gerçek olacağından değil ya::))

Diş buğdayı tepsisine;

*Kuran-ı kerim -----Saliha bir evlat olsun diye,

*Tarak-ayna------- güzel ve süslü bir kız olsun diye,

*Makas-------------terzi olsun diye,

*Kalem------------Okusun büyük adam olsun diye,

*Stetoskop---------doktor olsun (biz koymadık)

*Altın-------------Kıymetli olsun (biz koymadık) gibi eşyalar konur.

Peki kızım bunlardan hangisini seçti??Ben biliyorumdum zaten benim kızım süslü güzel bir kız olacak.:))))

Gelelim diş buğdayının içinde neler olduğuna:

 

DİŞ BUĞDAYI

MALZEMELERİ:

-1kg işlenmemiş buğday(tarladan geldiği haliyle)

-1 kase haşlanmış nohut,

-1 kase ceviz,

-1 tatlı kaşığı tuz.

-2 litre kadar su,

-Renkli şeker,

YAPILIŞI:

-Buğdayı derin bir tencereye alıp üstünü kapatacak kadar su (aşağı yukarı 2 litre.) ekleyip yumuşayıncaya kadar pişirelim. Çok pişirmeden hafif dişe gelecek şekilde olmalı

-Buğdayımız pişince fazla suyu varsa süzüyoruz. Daha önceden haşladığımız nohutlarımızda ekliyoruz ve karıştırıyoruz.

-Servis yapana kadar tenceremizin ağzını kapalı tutuyoruz ki ılık kalsın diye. Ilık servis yapmak makbuldür.

-Servis yaparken üzerini şeker ve çerezle süslüyoruz.

Afiyet olsun.

Canım kızım;

Kalan dişlerin kolayca çıksın çabucak büyüsün.

Sapa sağlam olsun,

Yemeklerini güzelce ye,

Rızkın daim olsun(Amin)

 

KLİMAYI DOĞRU KULLANMAK


Sıcaklarda klimayı doğru kullanmak önemli


Havalar çok ısınınca özellikle de çöl sıcakları bastırınca sıcaklardan şikayet etmemek mümkün değil. Bu sıcaklarda gündelik yaşantımıza rahatlıkla devam edebilmemiz için hem de sağlığımız için evimizde ve işyerimizde  klima olmazsa olmaz bir şart. iş yoğunluğunun yanı sıra sıcaklar da insanın enerjisini tüketiyor. Ayrıca aşırı sıcaklar ve beraberindeki nem kalp ve astım hastalıklarını da tetiklemekte. Doğru kullanıldığı takdirde klima sağlık açısından da önerilmekte. Son model klimalardaki yayılan pozitif ve negatif iyonlar bulaşıcı hastalıklara yol açan bakteri ve virüsleri temizlemekte.

Klimadan gelen havanın oda içinde eşit derecede dolaşmasını sağlamalıyız. Böylece hava akımının eşit şekilde dağılmasını sağlamış ve direkt soğuk hava akımına maruz kalmamış oluruz. Doğru klima kullanımının şartlarından biri bu nedenle doğru klima seçmektir.

Ayrıca klima kullanırken sıcaklık ayarına da dikkat etmek gerekir. Uzmanlar ideal sıcaklığın 22-24 derece olduğunu söylemekte. Bunu dikkate alarak ortamımızı soğutursak soğuk algınlığı ve kas tutulması gibi sağlık sorunlarına yol açmamış oluruz.

Klima kullanımının en önemli şartlarından biri de bakımını düzenli olartak yaptırmaktır. Bakımı yapılmamış klimalar temiz olmayan hava filtreleri nedeniyle ortama istenmeyen pek çok bakteriyi sokabilmekte ve bu da sağlık açısından ciddi sakıncalar yaratabilmektedir.